10 Şubat 2022 Perşembe

Kara kışta grev: Gazeteciler nasıl kazandı?


 İlyas COŞKUN

Gazetecilik, zahmetli bir meslek. Hele de Türkiye koşullarında. Kalemi biz tutuyoruz ancak bunca soruna rağmen çok az metinde özne oluyoruz. Mesleğimiz gereği örneğin işçilerin eylem ve grevlerinden haberler yapıyor, eylemlerin arkasında yatan nesnel ekonomik gerçekleri de tek tek sıralıyoruz. Diğer yandan adil bir ücret ve çalışma düzeni için gerekirse mücadele etmek, haberin öznesi olmak ise çok azımıza nasip oluyor. 

İşsizliğin epey yüksek, akademik eğitimin yetersiz, mesleği icra edebileceğimiz kurumların sayıca az, sansürün yaygın, ekonomik ve sosyal refahtan yoksun bir çalışma düzeninde yol açmaya çalıştığımız bir gerçek. Ancak bu gerçeği değiştirmekten kaçınmak da yanlış. 

Elbette mücadele kolay değil. Size kara kışın ortasında iki içlik giydirmek zorunda bırakabilir. Günlerce bir ufak bir de mantar tüp yardımıyla ısınmaya mecbur edebilir. Biraz olsun rüzgarı kesebilmek için olmayan mühendislik becerinizle kağıttan duvarlar örmeye, yağan yağmur ve kardan korunmak için çeşit çeşit önlemler almaya, etraftaki komşularla gerginlik çıkmasın, astığımız pankart kopmasın, yazdığımız döviz uçmasın gibi çokça şeyi düşünmeye mecbur edebilir. ‘Bugün grev gözcüleri kimler?’, ‘Bugün ziyarete kimler gelecek?’, ‘İşveren tarafı yeni bir teklif ile geldi mi?’ gibi her gün yanıtlamanız ve düşünmeniz gereken sorularınız olabilir. Hatta tüketilen plastik miktarının kaygı verici olması üzerine ‘Bu sorunu nasıl çözeriz?’, ‘Çıkan çöpü ve israfı nasıl azaltırız?’ gibi haklı ekolojik kaygılara çözüm bulmaya çalışabilirsiniz. 

Bazen bu zorlukları kolaylaştıran şeyler de yaşarsınız. Bir süre sonra sipariş için tüpçüyü aradığınızda adres için ‘Grev yerine’ demeniz yeterli olur. Pazar sabahı grev yerinde sessizce beklerken bir meslektaşınız yanında sıcak kahveler, heybesinde hoş muhabbetle çıkagelir ve ortam bir anda güzelleşir. Ankara’dan gazetecilerin, geri dönüşte yolda kalma pahasına minibüse atlayıp, sizinle dayanışmaya geleceğini duymak mutlu eder. Sonra bir meslektaşınız ziyarete gelir, üstelik ‘Haber de yapacağım’ der. Baş başa sohbetinizde size kısık sesle, ‘Yöneticim grevin haber yapılmasına itiraz etti ama ikna edip geldim’ der, onu sarıp havaya atmamak için kendinizi zor tutarsınız. 

Yüksek bir moral ve çelik gibi sinir sistemi ister mücadele. Eğer hedefiniz sadece gürültü yapmak değil de kazanmak ise mücadelenin; demokratik, şeffaf, katılıma açık bir plan dahilinde ilerlemesi gerekir. Yukarıdaki birçok zorluk, kaygı ve engele rağmen böylesi bir mücadeleyi BBC İstanbul Bürosu çalışanları başardı. Öyle ki üç ilki içinde barındıran bir zafere imza attı. Türkiye basın sektöründe 2009’dan sonra gerçekleşen, yıllar sonra başarıyla biten ve yabancı bir medya kuruluşunda hayat bulan ilk grev olarak tarihte yerini aldı. ‘Nasıl başardık?’ sorusuna gelirsek, Journo için yazdığım yazıda da özetlemeye çalıştığım gibi kazanım, bir dizi ilke üzerinde yükseldi. 

En büyük şansımız, üyelerin birliği oldu. Örgütlenmenin ilk gününden grevin son gününe kadar elbette hepsi de iyi niyetli olmak üzere çokça öneri hakkında fikir ayrılığı yaşadık. Ancak tüm bunları medeni müzakere süreçleri ile eritmeyi, bir karara varmayı başardık. En önemlisi de alınan karara bir bütün olarak uyma becerisi gösterdik. Tüketilen fikir ayrılıklarını tekrar tekrar masaya getirerek kendimizi yormadık. 

Şeffaflık, sendika ve üye arasındaki güven ilişkisinin çok hızlı kurulmasını sağladı. TGS, neredeyse tüm sendikaların aksine imzaladığı bütün toplu iş sözleşmelerini kendi sitesinden paylaşıyor. Toplu pazarlık görüşmelerinden önce talep taslağını üyelerle birlikte hazırlıyor. Pazarlık görüşmelerine işyeri temsilcilerini katıyor. Üyelerin onay ve rızası olmadan, yol haritasında bir değişiklik yapmıyor. İmzaya da greve de üyelerin kararıyla gidiyor. 

Sendikal aidiyet de kazanıma giden yolda olmazsa olmaz bir ilke. Özellikle üyelerin mesleki kalifikasyonuna güveni sendikal aidiyeti güçlü kılıyor. Greve çıkan işyerinde olduğu gibi böylesi yerlerde üye profili sadece isteyen değil, talepleri için mücadele de eden nitelikte oluyor. 

Gelelim dayanışmaya. ‘Gazeteci meslek örgütü’ denince ilk akla gelen kurumların ve gazeteci kökenli milletvekillerinin greve olan ilgisiz tavrı bizi şaşırttı. Bundan dersler çıkaracağız. Ayrıca ‘tarafsız’ ya da ‘doğru’ habercilik yaptıkları iddiasında olan kimi medya kuruluşlarının sessizliği de bizleri üzdü. Neyse ki dayanışmanın kıymetini bilen sayısız meslektaşımız vardı ve grev alanını hiç boş bırakmadı. Uluslararası düzeyde ise üyesi olduğumuz UNI, IFJ ve EFJ’nin yanı sıra Birleşik Krallıktaki kardeş sendikalarımız BECTU ve NUJ’un desteği üst düzeydeydi. BBC’nin Londra’daki genel merkezi önünde grevdeki çalışanlarla dayanışmak için bir basın açıklaması organize eden Evrensel’in Londra Muhabiri Arif Bektaş’a da bu yazı vasıtasıyla tekrar teşekkür ediyorum. Dayanışma başlığı altında bahsetmemiz gereken son unsur sendikanın, sosyal medya hesaplarını çok iyi kullanması idi. Bu sayede yurt içi ve dışından çok sayıda destek mesajı geldi ve grevin görünürlüğü arttı. 

Başarıya giden yoldaki diğer bir ilke, gerçekçi olmamız. Şirketin finansal durumu ve kapasitesine çok iyi çalıştık. Müzakere sürecinde taleplerimizi, Türkiye’deki ekonomik gerçeklik üzerinden dile getirdik. Bir noktada müzakere tıkandığında ise, grev ile kararlığımızı göstermekten çekinmedik. 

Sonuç olarak kazandık. Cesaretle bir adım daha ileri giderek şunu söyleyebilirim ki; BBC İstanbul Bürosu grevi, endüstriyel ilişkiler bağlamında ülkemiz medya sektöründe bir dönemi kapattı ve yeni bir dönemin kapısını araladı. Şimdi o kapıdan girecek yeni işyerlerini, yeni kazanımları örgütleme zamanı. Yolumuz açık olsun!

Bu yazı 6 Şubat 2022 tarihinde Evrensel gazetesinde yayınlanmıştır.

https://www.evrensel.net/haber/454371/kara-kista-grev-gazeteciler-nasil-kazandi

5 maddede BBC grevi: Gazeteciler nasıl kazandı?

İlyas Coşkun

Herkes için öğretici olan bir 15 gün yaşadık. Birliğimizin gücünü soğuk ile sınadık. Grevdeki BBC çalışanları, Türkiye Gazeteciler Sendikası, gönlü ve sözü bizimle olanlar, ziyarete gelen meslektaşlar, medya sektöründeki düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına itiraz eden herkes: Gözümüz aydın, kazandık.

Başarıyla biten BBC grevi, kazanmak için emek harcanması gerektiğini bir kez daha teyit etti. “Nasıl kazandık?” sorusuna vereceğimiz yanıt ise sonraki kazanımlar için rehber olacak.

1. Birlik

İşverenle ilk müzakere gününden grevin son gününe kadar BBC’deki üyelerimizin kendi arasındaki birliktelik, kazanımı getiren ilk unsur. Anlaşmazlıkların tartışmalar yoluyla tüketilmesi ve sonrasında alınan karara bütün olarak uyulması mücadeleyi kolaylaştırdı.

2. Şeffaflık

BBC çalışanlarının sürecin hep içinde olması, işverenle yürütülen müzakerelere işyeri temsilcisinin katılımı, izlenen yolun her durağında ortak aklın devreye sokulması, kararlarımızı demokratikleştirdi ve şeffaflaştırdı. Bu irade, fevri kararlar alınmasını engellediği gibi organizasyonun soğukkanlılıkla yürütülmesini de garanti etti. Bu sayede Sendika ve grevdeki üyeler arasında en ufak bir güven sorunu yaşanmadı.

3. Sendikal aidiyet

Kazanıma giden yolda bir diğer önemli unsur, üyelerin sendikal aidiyeti oldu. BBC’deki gazeteciler işlerini iyi yaptıkları için bu işyerinde çalıştıklarının en başından beri farkındaydı. İşi ve süreç yönetimini (müzakere, grev ve daha fazlası) sadece yöneticilere havale etmeyen, sonucu beklemek yerine ona şekil verecek müdahalelerde bulunan, Sendika’nın deneyimlerinden beslenen ancak inisiyatif almaktan da çekinmeyen bir üye profili ile başarı sağlandı.

4. Dayanışma

Bir işçi mücadelesinde dayanışma, en az üyelerin birlik ve kararlılığı kadar önemli. Grevin ilk gününden itibaren meslektaşlarımızın grev alanına gelerek verdiği destekler ve sosyal ağlarda yapılan paylaşımlar bizleri diri tuttu. Özellikle sendikalı medya kuruluşlarında yapılan haberler kamuoyunun grev hakkında bilgi almasını sağladı. Sendika’nın sosyal medya hesaplarının ustalıkla kullanılması da yurtiçi ve yurtdışındaki mesleki dayanışmayı büyüttü.

Diğer yandan ‘muhalif’ olarak nitelenen kimi medya kuruluşlarında grevin haber olmaması, gazeteci kökenli milletvekillerinin ilgisizliği, basın meslek örgütlerinin çoğunun destek ziyareti ya da açıklaması yapmaması bizleri hem üzdü hem de şaşırttı. Bundan dersler çıkartacağız.

Neyse ki, (üyesi olduğumuz TÜRK-İŞ hariç) Türkiye’deki kurumların ilgisizliği, uluslararası düzeyde gösterilen dayanışma ile telafi edildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın üyesi olduğu federasyonlar UNI, IFJ ve EFJ’in açıklamaları, İngiltere’deki kardeş sendikalarımız BECTU ve NUJ’in yürüttüğü görüşmeler ve yaptığı çalışmalar sayesinde BBC’nin diğer bürolarında lehimize alınan tutum işveren nezdinde bir baskı unsuru oldu. Özetle uluslararası dayanışma, layığıyla harekete geçirilerek mevcut krizin çözümünde işçiler lehine yadsınamaz bir rol oynadı.

5. Gerçekçi olmak

BBC işvereninin finansal imkânları ve Türk lirasının değer kaybı karşısında, üyelerimizin talep ettiği ücret artışı ve yan haklar meşru ve gerçekçi idi. Bu durum, işverenle yapılan müzakereleri ve kamuoyuna yönelik açıklamaları kendimizden emin bir şekilde sürdürmemize yardımcı oldu. Ayrıca grevdeki meslektaşlarımızın yüksek gazetecilik nitelikleri (kıdemleri, başarıları, aldıkları ödüller ve diğer becerileri) gerçeklik ve söylem arasında bir uyum sağladı. (Örneğin: İyi gazetecilik, adil bir ücret artışını hak eder) İşverenin dahi buna açık ya da örtülü itiraz edememesi, başkaca bahanelere sığınması, söylemin gücünü göstermesi açısından önemli bir gösterge.

Sonuç

Elbette bu beş temel unsurun sayısı artırılabilir, içeriği tartışılabilir ya da zenginleştirilebilir. Diğer yandan şu gerçeğe gölge düşmez: BBC İstanbul bürosu grevi; Türkiye basın sektöründe 2009’dan sonra gerçekleşen, yıllar sonra başarıyla biten ve yabancı bir medya kuruluşunda hayat bulan ilk grev olarak tarihte yerini aldı.

Gazetecilerin hak mücadelesinde tartışılmaz bir şekilde yeni bir sayfa açan bu sürece tanıklık etmek ve de örgütleyenlerden birisi olmak ayrı bir övünç kaynağı. 29 Ocak günü grevi bitirirken söylediğimiz son sözlerle veda edelim:

Bugün elde edilen kazanımlar hem yerel hem uluslararası basında çalışan tüm meslektaşlarımız, arkadaşlarımız için önemlidir, geleceğe yönelik referanstır. Mesleki dayanışma yaşatır. Tekrar buluşmak üzere!


Bu yazı 31 Ocak 2022 tarihinde Journo.com.tr'de yayınlanmıştır.

https://journo.com.tr/5-maddede-bbc-grevi-gazeteciler-nasil-kazandi